Trabzon’daki uçak kazasının üzerinden 20 yıl geçti
Trabzon’un Maçka ilçesinde 75 kişinin hayatını kaybettiği uçak kazasının üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen kaza sonrası olay yerine ilk giden cami imamı Sait Topçu o günü dün gibi hatırlıyor. Topçu, uçak kazasının ardından yaşadıklarını unutamaz.
26 Mayıs 2003 tarihinde Afganistan’da görev yapan İspanyol Barış Gücü askerlerini taşıyan Ukrayna’ya ait UmAir Airlines YAK-42 tipi uçak, yakıt ikmali yapmak için Trabzon Havalimanı’na iniş yapmaya çalışıyordu. Kazada 62 İspanyol askeri ve 13 Ukraynalı mürettebat dahil 75 kişi öldü. Kazadan tam 20 yıl sonra uçağın düştüğü bölgeye yakın mahalledeki caminin imamı olan Sait Topçu, bir askerin eşyalarını gönderirken olayın hemen ardından uçağa ulaşan ilk kişi oldu. İspanya’daki ailesini kaza mahallinde buldu ve İspanyol Liyakat Nişanı ile ödüllendirildi.
Maçka Atasu Yunus Emre Merkez Camii imamı Sait Topçu, 20 yıl önce yaşanan trajik kazayı bir gün bile unutamadığını ve o günü dün gibi hatırladığını söyledi. “Çok dramatik bir gündü” diyen Topçu, “26 Mayıs 2003’te İspanyol barış güçlerini taşıyan Ukraynalı YAK-42 uçağı aşırı sis nedeniyle buraya düştü. Burada 62’si İspanyol barış gücü askeri olmak üzere 75 kişi hayatını kaybetti. uçak mürettebatıydı. sabah ezanı okunduktan 1-2 dakika sonra patlama sesi geldi. patlama sesinin olduğu yere gerçek harekete geçtim arabamla buraya geldim. geldiğimde uçak düşmüştü. ve insanların bir kısmı yanıyordu.Yanan bir hostes vardı, söndürdüm.Tamamen yanmıştı, hostesti.”Ojesi olduğu için parmaklarının çok yandığını fark ettim. Biraz ileride koltuğunda oturan bir pilot vardı. Benim tahminim sağ bacağının kopmuş olmasıydı. Başka bir darbe veya yara almadığı için kan kaybından hayatını kaybetti” dedi.
“Uçağın düştüğü yere kısa sürede ulaşabilmek için ağaçların olduğu tarafları gösteren semboller oluşturdum”
Olay yerine geldiğinde herhangi bir yaşam belirtisi olmadığını belirten Topçu, “Hemen itfaiye ve jandarmaya yetkililere haber verdim. Askerde aldığım eğitim sayesinde ağaçlardan ok işaretleri ve semboller yaptım. Bölgeye hızlı bir şekilde ulaşmak ve bölgede farklı yollara girmemek için kavşak ve kavşaklarda Trabzon’dan itfaiye, jandarma, ambulanslar 40 dakika gibi çok kısa bir sürede buraya ulaştı ancak müdahale edilecek bir şey olmadı çünkü hepsi öldü. Kazadan kısa bir süre sonra” dedi.
“Karımı ve çocuğumu son kez gördün diye bana sarılıp ağladılar”
Kazanın ardından bölgeye gelen İspanyol ailelerin feryatlarını ve acılarını asla unutamadığını belirten Topçu, “Kaza sonrası eşlerini ve çocuklarını kaybeden ailelerle Trabzon’da bir yere geldik. duygu dolu bir an.bulduğum eşyaları büyük bir zarfa koyup ortadaki askerlerin künyeleri dahil hepsini ispanya’ya gönderdim.gönderdikten bir iki ay sonra trabzonspor-villarreal avrupa maçı vardı.beş Oradan aileler geldi.Çocuğu ölen İspanyol annelere Türk Milleti adına taziye mektubu gönderdim.Mektubun içine adresimi telefonumu yazdım.O 5 aile maça gelince beni aradılar. Trabzon’da bir otelde buluştuk, “Bana çok teşekkür ettiler. Orada duygusal anlar yaşadık. Birçoğu bana sarılıp ağladı, ‘Nasıl oldu, karımı ve çocuğumu gördün’ dedi.
Askerlerin cansız bedenlerinin tespitinde yaşanan kriz istifayı getirdi
Bir askerin kimlik tespitinde yaşananlar nedeniyle İspanya’da kriz çıktığını ve üst düzey yetkililerin istifa etmek zorunda kaldığını hatırlatan Topçu, “Trabzon’da 33 kişinin, İspanya’da diğerlerinin DNA testi yapıldı. Gönderdiğim eşyaları gönderdim. İspanya Savunma Bakanlığı’na bir dilekçe yazan bir askerin karısı burada bulundu: ‘Karımın cesedini nasıl teşhis ettiniz?’ İspanya Savunma Bakanlığı ona, ‘Eşinizin cesedini etiketten tespit ettik’ dedi. Kadın gönderdiğim etiketi aldı ve İspanyol televizyonuna çıktı ve Türkiye’de bir imam eşimin etiketini gönderdiği için İspanya Savunma Bakanlığı’nın bana yalan söylediğini gösterdi. O sırada İspanya’da bir kriz vardı. Üst düzey yetkililer ” istifa etmek. O yüzden o dönemde ön plana çıktık” dedi.
Ormanda uçağın direksiyonunu ve iniş kolunu buldular
Topçu, kazadan sonra komşularının ormanda buldukları uçağın lastiğini ve iniş kolunu sakladığını belirterek, “Kazadan sonra komşularımın ormanda bulduğu uçağın lastiği ve iniş kolu gibi malzemeleri aldım. Pilav Dağı’nda babasını kaybetmiş çocukların çizdikleri fotoğraflarda babalarına olan özlemlerini dile getiren annelerini burada anarak, “Törene geldiklerinde onları anıtın olduğu alana bıraktılar. Kaybolmasınlar diye oradan aldık, yanımdalar” dedi. – TRABZON